Etiket: Eş

Tarafımıza yapılan başvurular ve takip ettiğimiz boşanma davalarımızdan tespit ettiğimiz üzere en sık karşılaşılan boşanma sebebi kök aileye aşırı bağımlılık, başka bir anlatımla eşin kök ailesine aşırı bağımlı şekilde yaşam şekili sürdürmesinden kaynaklanmaktadır. Kamuoyunda en çok karşılaşılan boşanma sebebi şiddet olarak anılsa da kök aile bağımlılığı şiddetten daha sık karşılaştığımız boşanma sebebidir. Bu durumun temel nedeni kadın eşin veya erkek eşin anne veya babasını evlilik uzmanı olarak görmesi ve rol model olarak kabullenmesinden kaynaklanmaktadır. Kadın - erkek ilişkisini en iyi bilecek kişinin anne olduğunun sanılması,  çocuk bakımı ve gelişimi konusunda  annenin veya babanın uzman kişi olarak görülmesi, sosyal hayat, iş gibi konularda uzman kişinin kök aile olarak kabul edilmesi kök aile bağımlılığı olarak tanımlanmaktadır. Bu bağımlılıkla yaşayan eş, eşiyle ailesi arasındaki dengeyi sağlayamayacağı için şiddetli geçimsizlik yaşanacaktır.Evlenecek çiftleri.....

Devamı için tıklayın

Anayasa Mahkemesi yabancı eşe açılan boşanma davasının sonucunun karşı tarafa tebliğ edilmemesi nedeniyle 17 yıldır boşanma kararı kesinleşmeyen, bu nedenle yeniden evlenemeyen vatandaşın bireysel başvurusunda "evlenme hakkının ihlali" kararı verdi. Mahkemenin Gerekçesi;  OlaylarBaşvurucu, Tanzanyalı eşiyle uzun süredir ayrı olmaları ve evlilik birliğini yürütememeleri nedeniyle boşanma davası açmıştır. Asliye Hukuk Mahkemesi (Mahkeme) 21/2/2003 tarihinde tarafların boşanmasına karar vermiştir.Mahkeme, kararın ülkesinde bulunan davalıya tebliğ edilmesi talebiyle Adalet Bakanlığına (Bakanlık) müzekkere yazmıştır. Başvurucu, farklı tarihlerde Mahkemeye birçok kez dilekçe sunmuş ve tebligat işlemlerinin akıbetini sormuştur. Dışişleri Bakanlığı tarafından Bakanlığa gönderilen 27/3/2007 tarihli yazıda; evrakın giriş kayıtlarında görülmediği, yeniden gönderilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu bunun üzerine ilgili evrakın yeniden gönderilmesini istemiştir.Başvurucu, bun.....

Devamı için tıklayın

SAĞLIKLI CİNSEL İLİŞKİ KURALAMAMASI NEDENİYLE BOŞANMAEvlilik insan psikolojisinin bir gereğidir. Hem kadının hem de erkeğin birbirine fizyolojik, psikolojik olarak ihtiyacı vardır. İhtiyaçlar evlilik kurumunu oluşturmuştur. Ailede eşler cinselliği ne abartmalı ne de reddetmelidir. Bu kapsamda cinsel ilişkinin sebepsizce kurulamaması yani eşin cinsel ilişkiden sürekli olarak kaçınması boşanma nedeni oluşturmaktadır.Ancak cinsel ilişkinin kurulamaması hususu mahremiyeti gereğince mahkemede kanıtlanması, başka söyleyişle eşe kusur olarak yüklenmesi oldukça zordur. Cinsel ilişki kurulmamasına yönelik iddianın varlığı halinde ilişkinin kurulamaması tarafların çocuğu olup olmadığına, kadının eşin bakire olup olmadığına, taraflar arasında daha önce bu konuda sağlıksal sorunların çözümlenmesine yönelik tedavilerin olup olmadığına bakılarak sonuca gidilebilmektedir. Örneğin uzun yıllar evli olup çocukları olmayan bir çiftin bu konuda tedavi görüp görmedikleri bu konunun cins.....

Devamı için tıklayın

Adalet Bakanlığı bir suçtan dolayı mağdur olanların nereye başvurmaları gerektiği, haklarının neler olduğunu bilmeleri için bilgilendirme sitesi kurmuştur. “Yalnız değilsiniz” sloganlı sitede 6 başlık altında suçun ne olduğu, suç ihbarının nasıl yapılacağı, adli süreçte neler yaşanacağı, mağdurların hakları, yardım, psikolojik destek gibi konularda bilgilendirmeler yapılıyor. Aile içi şiddet mağdurlarının da yararlana bileceği sistemle şiddet mağduru ve şiddete uğrama tehlikesi olan kadınların, aile bireylerinin ve tek taraflı takip mağduru kişilerin haklarının neler olduğu, neler yapılabileceği konusunda bilgilendirmelere yer veriliyor.www.evicisiddet.adalet.gov.tr adlı site adresinden ulabileceğiniz sistemle şiddete karşı başvurulabilecek yerlere, şiddet karşısında alınabilecek tedbirlere yer veriliyor. 6284 numaralı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanunun sevk gerekçesi özelikle kadını ve çocukları korumaktır. Ülkemizde kadın.....

Devamı için tıklayın

Müvekkillerimiz sıkılıkla ''Beni aldattığı kişiye, yani sevgilisine de dava açmak istiyorum’’ talebiyle tarafımıza başvuru yapmaktadır.  Evliliği devam eden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiden diğer eşin manevi tazminat isteyip isteyemeyeceğine dair Yargıtay uygulamalarında 2014 yılı ile 2018 yılları arasında ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıktı. 2014 öncesinde Yargıtayın kararlarında 'Zina fiiline katılan kişinin aldatılan eşe karşı manevi tazminat sorumluluğu yoktur' deniliyordu. Ancak son yıllarda farklı kararlarla 3.kişiye karşı dava açılmasının yolu açılmıştı. Eşin aldatma fiilini birlikte işlediği kişi de zarar gören eşe karşı sorumlu olduğu. Bu nedenle 3. kişiye yani, eşin sevgilisine, birlikte olduğu kişiye karşı da tazminat davası açıla bilmekteydi. Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay kararları arasında ki çelişki, (yani biri ‘tazminat alabilir’ diğeri ‘tazminat alamaz’ deyince) uygulama farklılıklarına neden oldu. Bu farklılığı orta.....

Devamı için tıklayın