Etiket: Mı

Boşanma davalarında aldatmanın (zina) ispatı çoğu zaman doğrudan delillerle mümkün olur; ancak her olayda bu delillere ulaşmak kolay değildir. Bu nedenle mahkeme, bazı dosyalarda dolaylı delillerden (yardımcı emarelerden) yararlanır. HPV (Human Papilloma Virüsü) tespiti, bu bağlamda sıkça tartışılan bir konudur. Aldatma (Zina) Nasıl İspatlanır?Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesi eşlere sadakat yükümlülüğü yükler; 161. madde ise zinayı özel boşanma sebebi sayar. Uygulamada aldatma iddiası; mesaj/yazışma kayıtları, tanık beyanları, otel-seyahat kayıtları, fotoğraf/görüntüler gibi doğrudan delillerle kanıtlanır. Bu delillerin olmadığı veya sınırlı kaldığı dosyalarda, mahkeme dolaylı delilleri birlikte değerlendirir. HPV Nedir? Bulaşma Yollarının Hukuki Önemi  HPV çoğunlukla cinsel temasla bulaşır. Evlilik birliği devam ederken eşlerden yalnızca birinde HPV saptanması, sadakat yükümlülüğünün ihlal edildiğine dair kuvvetli bir şüphe doğurabilir. Bununla birlikte tıbben tamamen imkânsız o.....

Devamı için tıklayın

Giriş Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre evliliklerde geçerli olan yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimidir. Bu rejim, 2002 yılından itibaren evlenen veya bu tarihten sonra mal rejimi sözleşmesi yapmayan eşler için kendiliğinden uygulanır. Normal şartlarda, eşler boşandığında evlilik süresince edinilmiş mallar yarı yarıya paylaşılır. Ancak kanun koyucu, bazı ağır kusurlu davranışlar için istisna öngörmüştür. Zina (aldatma) ve hayata kast durumunda, kusurlu eşin mal paylaşımından alacağı payın azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılması mümkündür. Bu nedenle, “Zinada mal paylaşımı nasıl olur?” sorusu hem hukuken hem de uygulamada büyük önem taşımaktadır. 2. Genel Kural: Mallar Yarı Yarıya Paylaşılır 2.1. TMK m. 236/1 Hükmü Kanunun açık hükmüne göre: “Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar.” Burada “artık değer” ifadesi, edinilmiş mallardan borçlar çıktıktan sonra kalan değeri ifade eder. Yani.....

Devamı için tıklayın

Giriş: Boşanma Davalarında En Çok Merak Edilen Konu Boşanma sürecinde çiftlerin en çok merak ettiği sorulardan biri, “Boşanmada mallar nasıl paylaşılır?” sorusudur. Evlilik boyunca alınan ev, araba, banka hesaplarındaki paralar, hatta maaş birikimleri bile bu kapsamda gündeme gelir. Türk Medeni Kanunu’na göre eşler arasında yasal mal rejimi “edinilmiş mallara katılma rejimi”dir. Bu rejim, eşlerin evlilik birliği süresince kazandıkları malların boşanma halinde nasıl paylaşılacağını belirler. Bu yazıda, edinilmiş malların paylaşımı kavramını, hangi malların paylaşılacağını, kişisel malların ayrımını, dava sürecinde dikkat edilmesi gereken noktaları ve Yargıtay kararları ışığında uygulamadaki örnekleri 2026 yılına yaklaşırken güncel bakış açısıyla ele alacağız. Edinilmiş Mallar Nelerdir? Edinilmiş mallar, eşlerin evlilik birliği süresince emekleriyle edindikleri değerlerdir. Kanuna göre aşağıdaki mallar edinilmiş mal kabul edilir:   Çalışma karşılığı elde.....

Devamı için tıklayın

Boşanma Sürecinde Ortak Konuttan Çıkma: Terk Sayılır mı? Boşanma sürecine giren birçok çift, artık aynı evde yaşamanın sürdürülemez olduğunu düşünerek fiziksel olarak ayrılma kararı alır. Bu ayrılıklarda en çok sorulan soru ise şu olur: Eşin ortak konuttan ayrılması "terk" sayılır mı? Ya da başka bir ifadeyle, eşim beni terk etti diyerek boşanma davası açabilir miyim? Bu yazımızda, boşanma hukukunda terk davası nedir, ortak konuttan çıkmak her zaman terk anlamına gelir mi, haklı nedenlerle evden ayrılan eşin hukuki durumu nedir ve Yargıtay bu konuda nasıl kararlar veriyor, tüm yönleriyle inceleyeceğiz. Ortak Konuttan Ayrılmak Ne Demektir? Ortak konuttan ayrılmak, özellikle boşanma sürecindeki çiftler açısından sıkça karşılaşılan ve yanlış anlaşılan bir kavramdır. Bu kavram, Türk Medeni Kanunu çerçevesinde hukuki anlam taşıyan özel bir durumu ifade eder. Günlük yaşamda “eş evi terk etti” şeklinde ifade edilse de, her fizik.....

Devamı için tıklayın

Boşanma çoğu zaman zor bir süreç olarak görülse de, mutsuz bir evliliği sürdürmek de aynı derecede yıpratıcı olabilmektedir. Zira Mutsuz bir evliliği sürdürmek de aynı derecede yıpratıcı olabilmektedir. Sürekli çatışma ve anlaşmazlık içinde yaşamak, bireyin psikolojik sağlığını olumsuz etkiler. Zamanla tükenen sevgi ve saygı, çiftler arasında duygusal mesafeye yol açarak yalnızlık hissini artırır. Aynı çatı altında süren huzursuzluk, bireylerin özgüvenini zedelerken, çocukları olan çiftlerde bu durum aile içi dinamikleri de derinden sarsar. Uzun vadede, sağlıksız bir evliliğin devam ettirilmesi, hem fiziksel hem de zihinsel sağlık sorunlarına zemin hazırlar. Bazı çiftler evliliklerini kurtarmak için mücadele ederken, bazıları da artık devam etmenin imkânsız olduğunu düşünerek boşanma yoluna gider. Ancak karar verme aşamasında, her iki seçeneğin de kendine özgü zorlukları olduğu unutulmamalıdır. Boşanmak mı daha zor, yoksa evliliği sürdürmek mi? Bu sorunun cevabı, ekonomik, psikolojik.....

Devamı için tıklayın

Sanal İlişkiler Çağında Sadakat: Aldatma Dijitalleşti mi? Günümüzde teknoloji yalnızca hayatı kolaylaştırmakla kalmadı, ilişkileri de kökten değiştirdi. İnsanlar artık sosyal medya, oyunlar ve mesajlaşma uygulamaları aracılığıyla tanışıyor, flört ediyor ve hatta duygusal bağlar kuruyor. Ancak akıllardaki en büyük soru şu: Sanal aldatma gerçekten bir aldatma sayılır mı? Birini fiziksel olarak görmeden duygusal veya romantik bir bağ kurmak, bir ilişkiyi bitirecek kadar ciddi mi? Sanal aldatma boşanma sebebi olur mu? Bu makalede sanal aldatmanın psikolojik, toplumsal ve hukuki boyutlarını ele alacak, Yargıtay kararlarını inceleyerek aldatma mı, yoksa masum bir sohbet mi sorusuna yanıt arayacağız. Sanal Aldatma Nedir? Teknolojinin hayatımıza girmesiyle, akıllı telefonlarla neredeyse birlikte yaşadığımız sosyal medya uygulamaları, online oyunlar ve mesajlaşma platformları, insanların saatlerce vaktini ayırdığı alanlar haline geldi. Bu ortamlar, yeni insanlarla tanışma fırsatı sund.....

Devamı için tıklayın

Anlaşmalı Boşanmada Bir Yıl Şartı Kaldırılmalı mı?Gelişen dünya düzeni ve modern toplumların değişen ihtiyaçları, hukuk sistemlerinin de bu değişime ayak uydurmasını gerektiriyor. Bu makaleyi ele alma sebebimiz, somut kanunların zamanla uygulamada zorlaştırıcı bir etki yaratabilmesi gerçeğidir. Türk Medeni Kanunu'nun anlaşmalı boşanma için getirdiği bir yıllık süre şartı, kanunun kabul edildiği dönemde toplumsal ve hukuki beklentilere yanıt verse de günümüz evliliklerinin 2025 yılı itibarıyla geldiği konum ve bireylerin değişen beklentileri karşısında yetersiz kalmaktadır. Bu şartın, bireylerin özgür iradeleri ve yaşam tercihleriyle çatışması, hukuk sistemi üzerinde yeniden düşünülmesi gereken bir mesele haline gelmiştir. Ayrıca, kanun değişiklikleri hazırlanırken uygulamada yer alış şeklinin detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiği de göz ardı edilmemelidir. Anlaşmalı Boşanma Nedir?Anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanma ve boşanmanın sonuçları konusunda tamamen uzlaşarak evlilik birliğin.....

Devamı için tıklayın

Sabahın erken saatlerinde başka bir kadının evine giden adamın boşanma davası nasıl sonuçlandı?Boşanma davalarında sadakat ihlali, genellikle evliliği sona erdiren en güçlü nedenlerden biri olarak öne çıkar. Ancak, her sadakat ihlali iddiası, hukuki açıdan eşlerin sadakat yükümlülüğünün doğrudan zinayla ihlal edildiği anlamına gelmez. Bu durumun, somut olayın niteliğine göre farklı açılardan ele alınması gerekir. Özellikle toplumun değer yargıları ile hukuk arasındaki ince denge, benzer davaların karara bağlanmasında kritik bir rol oynar.Yargıtay’ın son dönemde verdiği kararlar, evlilik birliği içinde sadakat ihlallerinin hangi noktada "güven sarsıcı davranış" kapsamına girdiği ve ne zaman "zina" sayılabileceği konusunda yol gösterici niteliktedir.Evlilik hukukunun bu hassas dengesini tartışan Yargıtay, hem hukukçuların hem de çiftlerin dikkatini çekiyor. İşte bu olaydan yola çıkarak, zina ve güven sarsıcı davranış kavramlarının boşanma davalarındaki rolüne daha yakından bakıy.....

Devamı için tıklayın

Boşanma Davaları Gerçekten 1 Yılda mı Bitecek? Toplumda Gündem Olan Düzenlemenin Arkasında Yatanlar!Son günlerde boşanma sürecine dair duyduğunuz her şey doğru olmayabilir! Evliliğini sonlandırmak isteyen birçok insan, mahkeme koridorlarında sıranın kendisine bir yıl içinde geleceğini ve uzun süredir bekledikleri özgürlüğe kavuşabileceklerini düşünüyor. Peki, gerçekten öyle mi? “Boşanma davaları artık bir yılda sona erecek” şeklinde yayılan bu söylenti, aslında yasal düzenlemelere dayanıyor. Ancak bu düzenlemenin iç yüzü ve ne anlama geldiği hakkında bilgi sahibi olmayanların sayısı giderek artıyor.Bazı medya kaynakları ve sosyal medya hesapları tarafından “boşanmak artık kolaylaştı!” şeklinde yapılan yorumlar, boşanmayı düşünen çiftlerde büyük bir umut yaratmış durumda. Öyle ki, artık çoğu kişi mahkeme kapısında beklemek yerine sadece bir yılı sayarak yeni bir sayfa açabileceğini düşünüyor. Hızlı boşanma masalı, toplumda hızla yayılırken, gerçek ise bu kadar basit değil. Üstelik b.....

Devamı için tıklayın

Şiddet, bireyler arasındaki ilişkilerde yaşanan güç dengesizliğinin bir sonucu olarak ortaya çıkan ve toplumun her kesimini etkileyen önemli bir sorundur. Ankara'daki birçok avukat, özellikle aile hukuku alanında, şiddet mağdurlarına hukuki destek sağlamakta ve mağdurların haklarını savunmaktadır. Ankara'da aile içi şiddet davalarında çalışan avukatlar, mağdurların korunma taleplerini hızlandırarak, uzaklaştırma kararları gibi önlemleri devreye sokmaktadır. Sosyolojik açıdan, şiddet yalnızca bireylerin fiziksel varlıklarına yönelik bir tehdit değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı zedeleyen bir olgu olarak da değerlendirilmektedir. Aile içi şiddet ise, özellikle evlilik kurumunun sürdürülebilirliğini tehdit eden başlıca faktörlerden biridir. Toplumun en küçük birimi olan ailede meydana gelen şiddet, yalnızca bireyler arasındaki ilişkiye zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal huzuru ve güvenliği de olumsuz etkiler. Bu nedenle büyükşehirlerde örneğin Ankara’da fa.....

Devamı için tıklayın