Etiket: Nedeniyle

Anayasa Mahkemesi (AYM), vatandaşların anayasal haklarını koruma görevini titizlikle yürütüyor. Uzun süren davaların bireyler üzerindeki etkisini göz ardı etmeyen AYM, özellikle boşanma davalarında "makul süre" ilkesine vurgu yapıyor. Son dönemlerde, AYM'nin boşanma davalarında yargılanma hakkının ihlal edildiğine dair verdiği kararlar büyük yankı uyandırdı.  Mahkeme, makul sürede tamamlanmayan davalarda tarafların mağduriyetini belirli şartlar altında kabul ederek, mağdurlara maddi ve manevi tazminat ödenmesinin yolunu açtı. Bu gelişme, uzun süren boşanma süreçlerinden bunalan birçok kişi için bir umut ışığı oldu. Türkiye’de adaletin hızlı işlemesi gerektiği konusundaki hassasiyet giderek artarken, bu tür kararlar taraflar için bir umut kaynağı olsa da hukuk sistemindeki yapısal sorunların çözümü için daha köklü reformların gerektiği de açıkça görülüyor. Ancak, bu kararların her uzun boşanma davası için geçerli olduğu düşüncesi yanlış. Mahkemeler, davaları.....

Devamı için tıklayın

Evlilik, karşılıklı güven ve açıklık esasına dayalı hukuki bir bağdır. Bu bağ, iki insanın hayatlarını birleştirdiği, birbirlerine sadakat ve dürüstlük sözü verdiği önemli bir sözleşmedir. Güven ve açıklık, evlilik ilişkisinin temel taşlarını oluşturur. Eşlerin birbirlerine karşı dürüst ve açık olmaları, evliliklerinin sağlıklı ve sürdürülebilir olmasını sağlar. Gizlilik veya aldatma, bu güven bağını zedeleyerek ilişkiyi temelden sarsabilir. Bu nedenle, evlilik sürecinde tarafların birbirlerine karşı şeffaf ve samimi olması, sağlam ve uzun ömürlü bir evlilik için elzem odluğu gibi evliliğin kurulması sırasında tarafların dürüst ilkesine uygun şekilde davranmaları zorunludur. Dürüst ilkesine aykırı şekilde davranarak evliliğin gerçekleşmesi, evliliğin iptaline neden olabilecek önemli bir olgudur.Örneğin, taraflardan birinin ciddi bir hastalığını gizlemesi veya geçmişiyle ilgili önemli bir bilgiyi saklaması, diğer tarafın evlilik birliğine dair bilinçli ve özgür iradesini sakatl.....

Devamı için tıklayın

DEPREM NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ  Deprem nedeniyle idareye (idarenin hizmet kusurunun olması hallerinde) tam yargı davası, açılması mümkündür. Tam yargı davası, idari işlem veya eylem nedeniyle maddi ve/veya manevi zarara uğrayanlar tarafından bu zararların giderilmesi talebiyle idareye karşı açılabilecek tazminat talepli bir idari dava türüdür. Ancak idarenin hizmet kusurunun olup olmadığı şartı oluşmadan tazminat davası açılması olanaksızdır. İdari işlemler, idari makam ve mercilerin idari faaliyet alanında idare hukuku çerçevesinde, tek taraflı irade açıklamasıyla hukuk aleminde sonuç doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tasarruflardır. İdarenin, temelinde bir idari karar veya işlem olmayan veya bir idari sözleşmeye dayanmayan her türlü faaliyeti ( fizik alanında görülen iş, hareket, ameliye ve çalışmalar ) veya hareketsiz kalması ise idari eylem olarak tanımlanmaktadır. İdari işlemlerin, hukuk aleminde değişiklik, yenilik doğuran irade açıkl.....

Devamı için tıklayın

Söz konusu yazımıza terkin kapsamını anlatarak başlamak doğru olacaktır. Zira halk arasında bilinen terk ile öğretideki terk birbirinden ayrılmaktadır. Örneğin; evden kovulan eşin evi terk etmesi, Medeni Kanun kapsamında terk sayılmamaktadır. Ancak bir eşin diğerini ortak konutu terk etmeye zorlaması ya da haklı bir neden olmaksızın ortak konuta dönmeyi engelleyen eş evi terk etmiş sayılır. Kimler Terk Etmiş Sayılır?• Evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemek amacıyla ortak konuttan ayrılan eş,• Eve dönmemek için haklı bir nedeni olmaksızın eve dönmeyen eş,• Diğer eşi ortak konuttan ayrılmaya zorlayan eş,• Diğer eşin ortak konuta haklı bir sebep olmaksızın dönmesini engelleyen eş terk etmiş sayılır.Terk Nedeniyle Boşanma Davasının Hukuki DayanağıTerk, Türk Medeni Kanunu madde 164’te düzenlenen ve özel, mutlak boşanma nedenidir. Dolayısıyla eşin evi terk ettiğinin ispatı halinde terkin evliliği çekilmez kılıp kılmadığı araştırılmadan boşanmaya karar verilecektir. B.....

Devamı için tıklayın

Yüksek yargının bildirdiği üzere evlilik insan psikolojisinin bir gereğidir. Hem kadının hem de erkeğin birbirine fizyolojik ve psikolojik olarak ihtiyacı vardır. İhtiyaçlar evlilik kurumunu oluşturmuştur. Bu kapsamda cinsel ilişkinin kurulamaması bir boşanma nedenidir. Eşin ilişkiye girmemesi boşanmak isteyen diğer eş tarafından boşanma nedeni yapılabilmektedir. Cinsel ilişkiden kaçınan eş durumun kanıtlanması halinde haksız bulunacaktır. Evlilikte cinsel ilişki yaşamamak aile mahkemesince kusur nedeni olarak görülecektir. Eşin cinsel ilişkiye girmemesi boşanma düşüncesini ortaya koyacak bu durum eşler arasında geçimsizliğe neden olacaktır. Cinsel ilişki kurmama nedeniyle boşanma evlikte sık rastlanan boşanma nedenleri arasındadır. Eşinin aylarca ilişkiye girmemesi eşler arası iletişim kopukluğu getirebileceği gibi eşin kendisinden tiksindiğini gibi düşüncelerin oluşmasına neden olabilecektir. Eşin cinsel ilişkiden kaçınmasına bağlı boşanma davalarını Yargıtay kara.....

Devamı için tıklayın

Adatılma, hukuki olarak eşin sadakat yükümlülüğüne uymamasını ifade eder. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun zina konu başlıklı 161.maddesinde düzenlenen özel ve mutlak bir boşanma sebebidir ve 6 aylık zaman aşımına tabidir. Altı aylık süre ilgili eylemi öğrenilmesi itibariyle başlayacaktır.  Ayrıca affeden tarafın dava hakkı olmayacaktır.  Ancak burada şu hususa değinmek gerekir ki ilgili süre aldatmanın mutlak boşanma sebebi yapılması halinde söz konusu olacaktır. Evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılmasına bağlı olarak aldatma hususunun değerlendirilmesi de mümkün olacağından sürenin geçmesi halinde dava birlikteliğin temelinden sarsılması olarak açıla bilmektedir. Ama her şarta tarafın eşini affetmemiş olması veya öğrenildikten sonra birlikteliğin devam etmemiş olması gerekmektedir.  Bu konuda en önemli sorun ispat hususudur. Hukuka aykırı olarak elde edilmediği sürece aldatmanın varlığını kanıtlayacak veriler delil olarak kullanıla bilir.  Telefo.....

Devamı için tıklayın