Etiket: Davası

DEPREM NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ  Deprem nedeniyle idareye (idarenin hizmet kusurunun olması hallerinde) tam yargı davası, açılması mümkündür. Tam yargı davası, idari işlem veya eylem nedeniyle maddi ve/veya manevi zarara uğrayanlar tarafından bu zararların giderilmesi talebiyle idareye karşı açılabilecek tazminat talepli bir idari dava türüdür. Ancak idarenin hizmet kusurunun olup olmadığı şartı oluşmadan tazminat davası açılması olanaksızdır. İdari işlemler, idari makam ve mercilerin idari faaliyet alanında idare hukuku çerçevesinde, tek taraflı irade açıklamasıyla hukuk aleminde sonuç doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tasarruflardır. İdarenin, temelinde bir idari karar veya işlem olmayan veya bir idari sözleşmeye dayanmayan her türlü faaliyeti ( fizik alanında görülen iş, hareket, ameliye ve çalışmalar ) veya hareketsiz kalması ise idari eylem olarak tanımlanmaktadır. İdari işlemlerin, hukuk aleminde değişiklik, yenilik doğuran irade açıkl.....

Devamı için tıklayın

Söz konusu yazımıza terkin kapsamını anlatarak başlamak doğru olacaktır. Zira halk arasında bilinen terk ile öğretideki terk birbirinden ayrılmaktadır. Örneğin; evden kovulan eşin evi terk etmesi, Medeni Kanun kapsamında terk sayılmamaktadır. Ancak bir eşin diğerini ortak konutu terk etmeye zorlaması ya da haklı bir neden olmaksızın ortak konuta dönmeyi engelleyen eş evi terk etmiş sayılır. Kimler Terk Etmiş Sayılır?• Evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemek amacıyla ortak konuttan ayrılan eş,• Eve dönmemek için haklı bir nedeni olmaksızın eve dönmeyen eş,• Diğer eşi ortak konuttan ayrılmaya zorlayan eş,• Diğer eşin ortak konuta haklı bir sebep olmaksızın dönmesini engelleyen eş terk etmiş sayılır.Terk Nedeniyle Boşanma Davasının Hukuki DayanağıTerk, Türk Medeni Kanunu madde 164’te düzenlenen ve özel, mutlak boşanma nedenidir. Dolayısıyla eşin evi terk ettiğinin ispatı halinde terkin evliliği çekilmez kılıp kılmadığı araştırılmadan boşanmaya karar verilecektir. B.....

Devamı için tıklayın

Boşanmak evlilik birliğinin mahkeme kararıyla sonlandırılması anlamı taşımaktadır. Boşanma davasının nasıl açılacağı, ne zaman nasıl kesinleşeceği oldukça detaylı bir konudur ve sınırlarını medeni kanunumuz belirlemektedir. Boşanma davasının kesinleşme zamanı uygulamada sıklıkla karıştırılan bir durumdur. Birçok çift duruşmanın sonlanmasını yani hâkimin boşanma yönünde kararını açıklamış olmasını boşanmak için yeterli olduğunu düşünmekte ve boşandığını sanmaktadır. Ancak boşanma hükmünün verilmiş olmasından sonrada davanın aşamaları devam etmektedir. Bu aşamaların göz ardı edilmesi evlilik birliğinin sonlanmasını engelleyecektir.  Boşanma kararı vermiş ciflerin öncelikli olarak yapması gereken davanın anlaşmalı mı yoksa çekişmeli mi olarak açılacağı hususunu belirlemeleridir. Şayet evlilik birliği bir yılı tamamlamış ve eşinizle boşanma ve sonuçları konusunda ortak karar verebiliyorsanız dava anlaşmalı olarak açılabilecektir. Evlilik birliğinin bir yılı tamamlamadığı vey.....

Devamı için tıklayın

Türk Hukuk Sistemi içerisinde Aile Hukuku kapsamında değerlendirilen evliliğin hukuki tanımı aynı cinsiyette bulunmayan iki kişinin hukuk düzeninin öngördüğü şekilde süreklilik hedefiyle kurdukları hayat ortaklığıdır. Evlilik, eşlerden birinin ölmesi halinde veya mahkeme kararıyla sonlanabilir.  Evlilik birliğinin mahkeme kararıyla sonlandırılması boşanmayı ifade eder. Ölüm ise evlilik birliğinin sonlanmasının doğal sebebidir. Ancak devam eden bir boşanma davası sırasında eşlerden birinin ölmesi halinde boşanma davasının akıbetinin ne olacağı önemli bir kondur. Zira miras hukuku bakımından farklı sonuçlar doğranacaktır. Ölüm ile evliliğin sonlanması halinde eş yasal miracı olabilecekken, boşanma ile evliliğin sonlanması halinde eş, yasal miracı olamayacaktır.  Bu kapsamda karşımıza devam eden boşanma davası sırasında eşin vefatı ve boşanma kararı verilmiş ancak itiraz aşamasında eşin vefatı halinde olmak üzere iki ayrı kavram çıkacaktır.&nbs.....

Devamı için tıklayın

Adli tatil mahkemelerin dinlenme dönemleri olarak tanımlanabilir. Adli tatil her yıl 20 Temmuz günü başlar, 31 Ağustos günü sona erer. Adli tatilde kanunun belirlediği belli dava ve işler görülür. Adli tatilde görülebilecek işler kanunda aşağıdaki şekilde sırlanmıştır;İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, Velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler.Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları.Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal işleri.İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin işler ve davalar.Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler.Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.Çekişmesiz yargı işleri.Kanunlarda ivedi olduğu beli.....

Devamı için tıklayın

Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birbirine sadık kalmak zorundadırlar. Bu genel yükümlülük boşanma davası süreci sona erene ve boşanma kararı kesinlik kazanana kadar devam eder. Yani eşler birbirlerine karşı bir takım evlilik yükümlülüklerini boşanma davası kesinleşinceye kadar yerine getirmeye devam etmek zorundadırlar.  Çok sayıda danışan ve müvekkillerimiz bu konuda farklı yazılar okuduklarını, boşanma davasının açılmasıyla sadakat yükümlülüğünün ortadan kalktığını beyan etmektedirler. Boşanma davasının açılmasıyla sadakat yükümlülüğünün son bulacağına dair yazıların tamamı hatalıdır. Boşanma davası sürerken eşlerin sadakat yükümlülüğü devam eder. Boşanma davası devam derken başka birisiyle görüşmek sadakat yükümlülüğünü ihlal anlamına gelecektirEvlilik birlikteliğinin boşan.....

Devamı için tıklayın

Müvekkillerimiz sıkılıkla ''Beni aldattığı kişiye, yani sevgilisine de dava açmak istiyorum’’ talebiyle tarafımıza başvuru yapmaktadır.  Evliliği devam eden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiden diğer eşin manevi tazminat isteyip isteyemeyeceğine dair Yargıtay uygulamalarında 2014 yılı ile 2018 yılları arasında ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıktı. 2014 öncesinde Yargıtayın kararlarında 'Zina fiiline katılan kişinin aldatılan eşe karşı manevi tazminat sorumluluğu yoktur' deniliyordu. Ancak son yıllarda farklı kararlarla 3.kişiye karşı dava açılmasının yolu açılmıştı. Eşin aldatma fiilini birlikte işlediği kişi de zarar gören eşe karşı sorumlu olduğu. Bu nedenle 3. kişiye yani, eşin sevgilisine, birlikte olduğu kişiye karşı da tazminat davası açıla bilmekteydi. Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay kararları arasında ki çelişki, (yani biri ‘tazminat alabilir’ diğeri ‘tazminat alamaz’ deyince) uygulama farklılıklarına neden oldu. Bu farklılığı orta.....

Devamı için tıklayın

Türk Medeni Kanunu; evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabileceğini düzenlemiştir. Bu madde ışığında birliğin temelinden sarsılmasına neden olabilecek sebepler gündeme gelecektir. Yargıtay kararları doğrultusunda genel boşanma sebepleri; eşler arasındaki kültür farklılığı, eşini sevmediğini beyan etme, aşırı derecede kıskançlık, intihara kalkışma, ağır hakaret, darp ve kötü muamele, sürekli olarak kavga etme, cinsel ilişkiden kaçınma, şiddet uygulama, eşini sosyal ortamdan soyutlama olarak özetlenebilir. Bu sebepler dışında her evlilik birliğinin kendine özgü durumları olacağından farklı sebeplerde boşanma davalarına konu olabilecektir.  Bu konuda sıklıkla karşımıza gelen bir soruda 1 Yıl dolmadan çekişmeli boşanma davası açılıp açılamayacağı hususudur. Bir yıllık süre anlaşmalı boşanma davası için söz konusudur. Çekişmeli boşanma davası açılmasında böyle bir süre söz .....

Devamı için tıklayın

Yüksek yargının bildirdiği üzere evlilik insan psikolojisinin bir gereğidir. Hem kadının hem de erkeğin birbirine fizyolojik ve psikolojik olarak ihtiyacı vardır. İhtiyaçlar evlilik kurumunu oluşturmuştur. Bu kapsamda cinsel ilişkinin kurulamaması bir boşanma nedenidir. Eşin ilişkiye girmemesi boşanmak isteyen diğer eş tarafından boşanma nedeni yapılabilmektedir. Cinsel ilişkiden kaçınan eş durumun kanıtlanması halinde haksız bulunacaktır. Evlilikte cinsel ilişki yaşamamak aile mahkemesince kusur nedeni olarak görülecektir. Eşin cinsel ilişkiye girmemesi boşanma düşüncesini ortaya koyacak bu durum eşler arasında geçimsizliğe neden olacaktır. Cinsel ilişki kurmama nedeniyle boşanma evlikte sık rastlanan boşanma nedenleri arasındadır. Eşinin aylarca ilişkiye girmemesi eşler arası iletişim kopukluğu getirebileceği gibi eşin kendisinden tiksindiğini gibi düşüncelerin oluşmasına neden olabilecektir. Eşin cinsel ilişkiden kaçınmasına bağlı boşanma davalarını Yargıtay kara.....

Devamı için tıklayın

Anlaşmalı boşanma davası açıla bilmesi için öncelikle tarafların boşanma ve boşanmanın sonuçları üzerinde anlaşmış olması, başka bir deyişle ortak kararlara varmış olması gerekmektedir.  Uygulamada sıklıkla gördüğümüz sorun, tarafların boşanmanın sonuçları üzerinde anlaşmadan, anlaşmalı boşanma davası açıp, sonuçların mahkeme tarafından düzenleneceğini beklemeleridir. Bu durum mağduriyete neden olacaktır.  Zira anlaşmalı boşanma davasında mahkeme, tarafların bu taleplerini kabul etmeyecektir. Bu nedenle dava açmadan önce boşanma ve boşanmanın sonuçları üzerinde anlaşma sağlanmış olması gerekmektedir.  Boşanmanın sonuçlarına gelecek olur isek öncelikle çocuk var ise çocuğun velayeti hususunda karara varılmalı ve diğer tarafın çocukla olan şahsi ilişkisi düzenlenmelidir. Bu aşamada avukat yardımı etkili olacaktır. Zira çocuk ile kişisel ilişkinin düzenlenmesi hususu profesyonel yardım gerektiren bir durumdur. Çocuğun yaşı, gelişimi, eğitim durumu gibi birçok kıstas değer.....

Devamı için tıklayın