Etiket: Nasıl

Boşanmadan nafaka bağlanır mı? sorusuyla sıkılıkla karşılaşmaktayız, boşanmadan yani boşanma davası açmadan eşin kendi ihtiyaçları veya çocukların ihtiyaçları adına diğer eşten nafaka talebi medeni kanunda hüküm altına alınmıştır. Uygulamada sıkılıkla eşlerin evleri terk etmesi halinde aile birlikteliğinden doğan sorumluluklarını yerine getirmedikleri görülmektedir. Başka söyleyişle aile birliğini terk eden eş, diğer eşin giderlerini, müşterek yaşamın giderlerini çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya bilmektedir. Eşin müşterek yaşamadan ayrılmasıyla kira, okul giderleri, faturalar gibi birçok gider kalemiyle diğer eş baş başa kalmaktadır. Zorunlu bir sebepten dolayı mesela diğer eşin kovması sonucu müşterek haneden ayrılmak zorunda kalan eş içinde aynı durum geçerlidir. Çünkü evden ayrılmak zorunda kalan eş, mali zorluklar altında kalabilmektedir. Bu durumların varlığı halinde nafaka talebi için illaki boşanma davası açılması gerekmemektedir. Boşanmak istemeyen eş, şartlar.....

Devamı için tıklayın

Aile konutu şerhi, eşlerden birinin diğer eşin haberi olmadan müşterek konutu satmasını veya konut üzerine ipotek kullanmasını engelleyen koruma yöntemidir. Eşlerden biri diğer eşin açık rızası olmadan aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.  Türk Medeni Kanunu’nun madde 193. Hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, "Aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "Açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konut üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden harek.....

Devamı için tıklayın

Boşanmak evlilik birliğinin mahkeme kararıyla sonlandırılması anlamı taşımaktadır. Boşanma davasının nasıl açılacağı, ne zaman nasıl kesinleşeceği oldukça detaylı bir konudur ve sınırlarını medeni kanunumuz belirlemektedir. Boşanma davasının kesinleşme zamanı uygulamada sıklıkla karıştırılan bir durumdur. Birçok çift duruşmanın sonlanmasını yani hâkimin boşanma yönünde kararını açıklamış olmasını boşanmak için yeterli olduğunu düşünmekte ve boşandığını sanmaktadır. Ancak boşanma hükmünün verilmiş olmasından sonrada davanın aşamaları devam etmektedir. Bu aşamaların göz ardı edilmesi evlilik birliğinin sonlanmasını engelleyecektir.  Boşanma kararı vermiş ciflerin öncelikli olarak yapması gereken davanın anlaşmalı mı yoksa çekişmeli mi olarak açılacağı hususunu belirlemeleridir. Şayet evlilik birliği bir yılı tamamlamış ve eşinizle boşanma ve sonuçları konusunda ortak karar verebiliyorsanız dava anlaşmalı olarak açılabilecektir. Evlilik birliğinin bir yılı tamamlamadığı vey.....

Devamı için tıklayın

Anlaşmalı boşanma davası açıla bilmesi için öncelikle tarafların boşanma ve boşanmanın sonuçları üzerinde anlaşmış olması, başka bir deyişle ortak kararlara varmış olması gerekmektedir.  Uygulamada sıklıkla gördüğümüz sorun, tarafların boşanmanın sonuçları üzerinde anlaşmadan, anlaşmalı boşanma davası açıp, sonuçların mahkeme tarafından düzenleneceğini beklemeleridir. Bu durum mağduriyete neden olacaktır.  Zira anlaşmalı boşanma davasında mahkeme, tarafların bu taleplerini kabul etmeyecektir. Bu nedenle dava açmadan önce boşanma ve boşanmanın sonuçları üzerinde anlaşma sağlanmış olması gerekmektedir.  Boşanmanın sonuçlarına gelecek olur isek öncelikle çocuk var ise çocuğun velayeti hususunda karara varılmalı ve diğer tarafın çocukla olan şahsi ilişkisi düzenlenmelidir. Bu aşamada avukat yardımı etkili olacaktır. Zira çocuk ile kişisel ilişkinin düzenlenmesi hususu profesyonel yardım gerektiren bir durumdur. Çocuğun yaşı, gelişimi, eğitim durumu gibi birçok kıstas değer.....

Devamı için tıklayın

Adatılma, hukuki olarak eşin sadakat yükümlülüğüne uymamasını ifade eder. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun zina konu başlıklı 161.maddesinde düzenlenen özel ve mutlak bir boşanma sebebidir ve 6 aylık zaman aşımına tabidir. Altı aylık süre ilgili eylemi öğrenilmesi itibariyle başlayacaktır.  Ayrıca affeden tarafın dava hakkı olmayacaktır.  Ancak burada şu hususa değinmek gerekir ki ilgili süre aldatmanın mutlak boşanma sebebi yapılması halinde söz konusu olacaktır. Evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılmasına bağlı olarak aldatma hususunun değerlendirilmesi de mümkün olacağından sürenin geçmesi halinde dava birlikteliğin temelinden sarsılması olarak açıla bilmektedir. Ama her şarta tarafın eşini affetmemiş olması veya öğrenildikten sonra birlikteliğin devam etmemiş olması gerekmektedir.  Bu konuda en önemli sorun ispat hususudur. Hukuka aykırı olarak elde edilmediği sürece aldatmanın varlığını kanıtlayacak veriler delil olarak kullanıla bilir.  Telefo.....

Devamı için tıklayın