Etiket: bilir

 Boşanma sonrası devletin kadınlara sağladığı mali destekler konusunda son dönemde oldukça sık sorular gelmektedir. Boşanmış kadınlara devletin hangi destekleri verdiği merak edilmektedir.  Esasında bu konuyu boşanma davası açma düşüncesin de olan kadınlar da merak etmektedir. Zira boşanmaya bağlı mağduriyet yaşamak istemeyen kadınlar bu konudaki haklarını bilmek istemektedir. Boşanmak evliliğin yasal olarak sona ermesidir. Boşanmaya bağlı olarak şartları varsa nafaka ve tazminat hakkı doğabilmektedir. Ancak boşanmış kadın tüm bunlara rağmen muhtaçlık durumu yaşayabilir. Bu durumlarda devlet desteği gündeme gelecektir.  Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı özelikle son dönemde bu konulardaki yardımlarını, kadınlara verilen mali destekleri artırmaktadır.  Konunun detaylarına geçmeden önce belirtmek gerekir ki sosyal devlet olmanın bir sonucu olarak devletin mali desteklerinde esas kriter muhtaçlık durumudur. Yani mali olarak desteğe ihtiyacı olan tüm kadınlar, muhtaçlık durumunu kanıtlayabildikleri sürece Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla mali destek alabilmektedir. Devletin mali desteğini almak için boşanmış olmak bir kriter değildir.  Boşanan, kocası vefat eden veya herhangi bir neden dolayı muhtaçlık durumu yaşayan kadınlarımız belediye yardımı alabilir, dul ve yetim maaşı bağlatabilir. Ayrıca bu durumda olan kadınlarımıza yardımda bulunan sivil toplum kuruluşlarına başvuru yapabilirler. 

Devamı için tıklayın...

Evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylar, çekişmeli boşanma davasının konusunu oluşturacaktır. Eşlerden birisi kusurlu davranışlarıyla müşterek yaşamı çekilmez kılıyor ise mahkeme ilgili eşi ağır kusurlu bulacaktır. Ancak müşterek yaşam içerisinde eşin, haksız davranışlara maruz kalıp, tepki vermemesi hayatın olağan tecrübesine aykırı düşebilmektedir. Haksız davranışın meydana geldiği anda verilebilecek tepkiler kusur nedeni sayılamaz zira Sevgi, saygı ve şefkatten yoksun bırakılan bir eşten, eşinin gayri insani ve onur kırıcı davranışlarına katlanmayı beklemek ve aksine bir hareketi de kusurlu bir davranış olarak görmek hayatın olağan akışına, insanın ruhsal, psikolojik, duygusal yapısına ve hakkaniyete uygun değildir. Tabiki söz konusu tepki Ölçülülük ilkesine uygun olmalıdır.Hukukta Ölçülülük İlkesi Nedir?Hukukta ölçülülük ulaşılmak istenen amaca erişmek için elverişli ve gerekli olup olmadığı, başvurulan aracın ulaşılmak istenen amaçla ölçül.....

Devamı için tıklayın

İslam hukukuna göre evlenme sırasında (olası boşanma hali için) erkeğin eşine verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para veya başka bir mala mehir denir.  Mehir’in boşanma davasında istenip istenmeyeceği müvekkillerimizin sıklıkla sorduğu bir sordur.  İlgili konu Yargıtay içtihatları göze alınarak incelendiğinde Yargıtay mehir alacağını Borçlar Kanunu kapsamında “bağışlama vaadi” olarak değerlendirmektedir.  Borçlar kanunu kapsamında bağışlamanın geçerliliği, bu sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.  Bu halde mahir alacağının geçerli olması için yazılı olması gerektiği ilk şart olarak önümüze çıkmaktadır. Yani boşanma halinde mehir alacağının talep edilmesi için mehir vaadinin yazılı olarak yapılmış olması gerekmektedir. Ayrıca bağış konusu açık ve anlaşılır olmalı yine taraflarca imza altına alınmalıdır.  Bilindiği üzere mehr kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına be.....

Devamı için tıklayın

Boşanan kadın çocuğuna soyadını verebilir mi?Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlât edinme yoluyla da kurulur Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi hâlinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olur. Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır. Boşanma halinde ise çocuk babasının soyadını taşır.  Ancak bu genel hüküm günümüzde bazı sorunların yaşanmasına neden olmaktadır. Örneğin boşanan kadın velayet hakkını almış ise kendi soyadının çocuğundan farklı olması nedeniyle günlük işlemlerde sorun yaşamakta, farklı soyadında olmak çocuğun psikolojisini etkileye bilmektedir. Bu kapsamda yapılan başvurularda üstün yarar şartının gerçekleşmesi halinde çocuğun velayet hakkına sahip annesinin soyadını alabileceğine hükmedilmiştir. Şöyle ki; Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; ortak çocuk A... E...'nin tarafların evlilik tarihinden önce 17.03.2011 tarihinde doğduğu, 18.03.2011 tarihinde davalı baba tarafından tanınarak baba ile soybağının kurulduğu, tarafların 22.08.2011 tarihinde evlendikleri ve 27.02.2015 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte ortak çocuk A.. E..'nin velayetinin davacı anneye bırakıldığı, davacı annenin halen velayet hak ve sorumluluğuna sahip olduğu anlaşılmaktadır. Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilân olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez. Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebilir (TMK m.27). Soyadı, bireyin yaşamıyla özdeşleşen ve kişiliğinin ayrılmaz bir unsuru hâline gelen, birey olarak kimliğin belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri ve vazgeçilmez, devredilmez, kişiye sıkı surette bağlı bir kişilik hakkıdır.

Devamı için tıklayın...

Adli tatil mahkemelerin dinlenme dönemleri olarak tanımlanabilir. Adli tatil her yıl 20 Temmuz günü başlar, 31 Ağustos günü sona erer. Adli tatilde kanunun belirlediği belli dava ve işler görülür. Adli tatilde görülebilecek işler kanunda aşağıdaki şekilde sırlanmıştır;İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, Velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler.Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları.Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal işleri.İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin işler ve davalar.Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler.Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.Çekişmesiz yargı işleri.Kanunlarda ivedi olduğu beli.....

Devamı için tıklayın

Müvekkillerimiz sıkılıkla ''Beni aldattığı kişiye, yani sevgilisine de dava açmak istiyorum’’ talebiyle tarafımıza başvuru yapmaktadır.  Evliliği devam eden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiden diğer eşin manevi tazminat isteyip isteyemeyeceğine dair Yargıtay uygulamalarında 2014 yılı ile 2018 yılları arasında ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıktı. 2014 öncesinde Yargıtayın kararlarında 'Zina fiiline katılan kişinin aldatılan eşe karşı manevi tazminat sorumluluğu yoktur' deniliyordu. Ancak son yıllarda farklı kararlarla 3.kişiye karşı dava açılmasının yolu açılmıştı. Eşin aldatma fiilini birlikte işlediği kişi de zarar gören eşe karşı sorumlu olduğu. Bu nedenle 3. kişiye yani, eşin sevgilisine, birlikte olduğu kişiye karşı da tazminat davası açıla bilmekteydi. Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay kararları arasında ki çelişki, (yani biri ‘tazminat alabilir’ diğeri ‘tazminat alamaz’ deyince) uygulama farklılıklarına neden oldu. Bu farklılığı orta.....

Devamı için tıklayın