Düğünde takılan takılar kimin hakkı?
Düğünde Takılan Altınların Kime Ait Olacağı Sorunu sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Düğünde takılan takılar ve düğünde takılan paralar taraflar arasında sıklıkla uygulamada alacak davası denen ve halk arasında ziynet davası olarak bilinen davaya konu teşkil etmektedir. Düğünde takılan altınların erkek eşe mi kadın eşeme ait olacağı Yargıtay kararları doğrultusunda netleşmektedir.
Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır. Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak da mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük, tam- yarım -çeyrek altın gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir.
Yargıtay’ın genel uygulaması neticesinde düğünde hediye edilen altınlar kural olarak kadının kişisel malıdır ve kim tarafından takılırsa takılsın düğünde takılan altınlar (ziynet eşyaları) kadınına bağışlanmış sayılır. Bu genel hüküm geçtiğimiz yıllarda Yargıtay’ın erkek tarafın kendisine takılan birtakım bileziklerin kendisine ait olacağı iddiasıyla açılan bir dava neticesinde değişikliğe uğramış ve düğün sırasında erkeğe takılan, kadına özgü kabul edilmeyen ziynetlerin erkek tarafına ait olacağı uygulamada kabul görmüştür. Ancak söz konusu karara ilişkin dava erkek tarafın kendisine takılan birtakım bileziklerin kendisine ait olacağı iddiasıyla açılmıştır. Söz konusu davada ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2020 tarihinde vermiş olduğu kararda ise şu tespitlere yer verilmiştir;
Kadına özgü ziynet eşyası niteliğindeki bilezik, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Şeklindedir. İlgili karardan kadına özgü olmayan, erkeğe takılan takıların akıbetinin ne olacağı net olarak anlaşılması mümkün olmasa da uygulamada bir süre kadına özgü olmayan düğün takılarının erkeğe takılması halinde erkeğe ait olacağı kabul görmüştür.
Sonuç olarak düğünde erkeğe takılan Cumhuriyet altını, yarım altın, çeyrek altın, gram altın gibi hediyelerin kime ait olacağı konusunda her türlü şüpheden uzak kabul edilebilir bir değişiklik olmasa da durum uygulamaya düğünde takılan altınların erkek tarafına özgü olması halinde ve erke takılması koşuluyla erkeğe ait olacağı şekilde yansımıştır.
Ancak düğün takılarının kime ait olacağı hususunda net bir içtihat olmayınca devreye Yargıtay Hukuk Genel kurulu yeniden girmiş ve bu konuda net içtihadını açıklamıştır. Yüksek mahkeme; yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre; kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayıldığına ve artık kadının kişisel malı kabul edildiğini bildirmiştir. Yani düğün sırasında erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu bildirilmiştir. Kurul kararında takılan tüm ziynet eşyasının kadına bağışlanmasının amaçlanamayacağı görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
Sonuç olarak düğünde takılan altınlar ve paralar ister erkek tarafın konuklarınca takılmış olsun ister kadın tarafın konuklarınca takılmış olsun ister kadına ister erkeğe takılmış olsun, aksine aralarında anlaşma yok ise veya yerel adeta göre bir uygulama söz konusu değil ise kadın eşe ait olacaktır.
Tabi ki ziynet alacağı davasında belli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden eş, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Örneğin ziynet eşyasının karşı tarafta kaldığını iddia eden eş durumu kanıtlamak zorundadır.
Yorum Yaz