Boşanma İstemi Eski Olaylara Dayanamaz

Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı çekişmeli boşanma davalarında ileri sürülen olayların aile mahkemesi tarafından değerlendirilmesinde zamansallık son derece önemlidir. Yaşanmış olayların üzerinden uzun zaman geçmesi, eşlerin bu olaylardan sonra birlikte yaşamaya devam etmesi ve ortak hayatı sürdürmeleri hâlinde, ilgili vakıaların boşanma hükmüne esas alınması hukuken mümkün değildir.

Yargıtay kararında şu hususlar açıkça vurgulanmıştır:

 

Kadının eşine hakaret ettiği iddiası tanık beyanlarına göre davanın açılmasından 8 yıl önce gerçekleşmiştir.

 

Tarafların bu olaydan sonra birlikte yaşamaya devam etmeleri nedeniyle ilgili olay affedilmiş sayılır.

 

Kadının erkeğe tokat attığı iddiası ise sebebi ve koşulları açıklanmayan, inandırıcılığı zayıf, soyut tanık beyanlarından ibarettir.

Bu nedenle Yargıtay, söz konusu olayların boşanmaya esas alınamayacağını ve kadına kusur yüklenemeyeceğini bildirmiştir.

Yargıtay, evlilik birliğinin temelinden sarsılması için Türk Medeni Kanunu’nun 166/1–2. maddesinde aranan şartların oluşmadığını belirterek, erkeğin boşanma davasının reddedilmesi gerektiğini ifade etmiştir.

Türk Medeni Kanunu gereğince boşanmaya karar verilebilmesi için evlilik birliğinin, eşler açısından ortak yaşamı sürdürmeleri beklenmeyecek derecede sarsılmış olması gerekir. Somut olayda bu koşul oluşmadığından, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

 

Emsal Yargıtay Kararlarının Boşanmaya Etkisi

 

Güncel Yargıtay Kararları