Deprem Nedeniyle tazminat davası

.


DEPREM NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ 


Deprem nedeniyle idareye (idarenin hizmet kusurunun olması hallerinde) tam yargı davası, açılması mümkündür. Tam yargı davası, idari işlem veya eylem nedeniyle maddi ve/veya manevi zarara uğrayanlar tarafından bu zararların giderilmesi talebiyle idareye karşı açılabilecek tazminat talepli bir idari dava türüdür. Ancak idarenin hizmet kusurunun olup olmadığı şartı oluşmadan tazminat davası açılması olanaksızdır.

 

İdari işlemler, idari makam ve mercilerin idari faaliyet alanında idare hukuku çerçevesinde, tek taraflı irade açıklamasıyla hukuk aleminde sonuç doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tasarruflardır. İdarenin, temelinde bir idari karar veya işlem olmayan veya bir idari sözleşmeye dayanmayan her türlü faaliyeti ( fizik alanında görülen iş, hareket, ameliye ve çalışmalar ) veya hareketsiz kalması ise idari eylem olarak tanımlanmaktadır. İdari işlemlerin, hukuk aleminde değişiklik, yenilik doğuran irade açıklamaları olmalarına karşın; idari eylemler, sadece ilgililerin hak ve yetkilerini kullanmaları koşuluyla hukuki etki ve sonuç doğurmaktadırlar. 

 

Bilindiği gibi, ülkemiz, jeolojik ve topoğrafik yapısı nedeniyle büyük can ve mal kayıplarına yol açan deprem felaketleriyle sık sık karşılaşan ülkelerin başında gelmektedir. Afetlerin önlenmesi ve zararların azaltılması amacıyla alınması gereken tedbirleri araştırmak, bu konudaki temel hedef ve politikaları belirlemek, ülke içindeki bilimsel, teknik ve idari çalışmaları koordine etmek, ortak sonuçları tüzük, yönetmelik, talimat ve eğitim yoluyla uygulamaya aktarmak ve denetlemek, afet zararlarının azaltılması amacıyla ulusal ve uluslararası işbirliği, proje ve programları oluşturmak, elde edilen sonuçları uygulamaya aktarmak, afete uğramış ve uğrayabilecek bölgeler ile yapı veya ikamet için yasaklanmış afet bölgelerini tespit ve ilan etmek, afet bölgelerinde yapılacak yapılarla ilgili kuralları, yapı tekniklerini ve projelendirme esaslarını tespit etmek, depremleri ve etkilerini incelemek, elde edilen sonuçlara göre deprem katalogları ve ülkenin deprem haritalarını hazırlamak ve geliştirmek ve depremlerden dolayı hasar görmüş yapıların takviye ve onarım yöntemleriyle ilgili çalışmalar yapmak Devletin görev, yetki ve sorumlulukları arasında bulunmaktadır. Deprem olgusunun, doğal bir olay olarak ortaya çıkmasının yanında, idarece gerçekleştirilecek uygulamalarla doğabilecek zararların önlenmesi, hatta ortadan kaldırılması mümkündür. Başka bir anlatımla, depremin nerede, ne zaman ve hangi büyüklükte olacağı öngörülememekle birlikte, depremin yaratacağı olumsuz sonuçların öngörülebilir olduğu ve oluşacak zararların en aza indirilmesi için önceden önlem alınabileceği açıktır. 

 

Bu kapsamda idarenin zarara eylem arasında idareye yüklenebilir bir kusurun olması idarenin tanzim sorumluluğunu doğuracaktır. Salt depreme dayalı idareyi kusurlu bulmak olanaksızdır. Ancak deprem nedeniyle yıkılan alanın imar planının hukuka uygun olup olmadığı, yerleşim yerinin uygun olup olmadığı, binanın imara uygun yapılıp yapılmadığı, yapı sahibine verilen izinlerin uygun olup olmadığı, denetlemeden kaynaklı belediyenin kusurunun olup olmadığı gibi hususlarda idarenin kusurunun bulunması halinde tam yargı davası açılması mümkündür. Aksi halde yani idarenin hizmet kusurundan kaynaklı olmayan yıkımlar nedeniyle idarenin sorumlu tutulması olanaksızdır.



Anasayfaya dönmek için tıklayın


Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmamış, ilk yorumu siz yazın.

Yorum Yaz