Boşanmada Doğru Bilinen Yanlışlar

.



Günümüzde internetin hayatımızın her alanına hâkim olmasına bağlı olarak insanlar bilgisi olsun olmasın her konuda fikir ortaya atabilmektedir. Bu durumda büyük bir bilgi kirliliğinin oluşmasına neden olduğu açıktır. Boşanma hukuku için de durum bu hale gelmiştir. Sağdan soldan toplama bilgilerle aslında gerçek olmayan birçok durum gerçekmiş gibi kabul görmektedir.  Ne yazık ki bu bilgilerin doğru olduğuna inan birçok kişi doğru sanılan yanlış bilgilere göre işlem kurmakta ve neticesinde mağdur olmaktadır.

 

Hukuk, anlaması ve yorumlaması teknik bilgi ve tecrübe isteyen bir mecradır. Bugün birçok genç meslektaşımız bile açtıkları davalarda yanılgıya düşebiliyorken sadece internet makaleleriyle dayalı olarak dava açmak veya hukuki yorumda bulunmak olası bir durum değildir. Boşanma davalarına bakmakla görevli Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanımız Sayın Ömer Uğur Gençcan’nın sosyal medya aracılığıyla bildirdiği üzere; “dava direksiyonuna avukat yerine geçmek, ehliyetsiz araba kullanmak kadar tehlikeli ve ölümcüldür” Sayın başkanımızın benzetmesi konuyu özetlemek açısında çok yerinde olmuştur.  

 

 

Uygulamada bilgi kirliliğinden etkilenen müvekkillerimiz bile bilgi sahibi olmaları adına mahkemeye sunmadan önce kendilerine bildirdiğimiz dilekçiler üzerinde kimi zaman anlamı olmayan eklemeler yapmamızı istemektedirler. Bu hallerde dahi müvekkillerimize üstün bir sabır göstererek neyin ne olduğunu açıklamak oldukça yorucu mesailer oluşturmaktadır.

 

Konuya ehil olmadan dava açmak veya açılmış dava dilekçelerini yorumlamak, hukuki çıkarımlarda bulunmak tarafların mağduriyetine neden olacak en büyük etkendir. Bu nedenle bu durumlara sebebiyet verecek belli başlı doğru bilinen yanlışları kaleme almamız zorunlu hal almıştır. Şöyle ki;


  1. Düğünde erkeğe takılan ziynet, erkeğe aittir. Hayır, hangi eşe takılırsa takılsın ziynet kadının kişisel malıdır.
  2. Boşanma davasını ilk açan taraf kusurludur. Hayır, davayı açan taraf olmakla kusur arasında illiyet bağı yoktur.
  3. Boşanma davası açan kadın nafaka alamaz. Hayır, nafakaya hükmedilmesini sağlayacak şartlar arasında böyle bir kural yoktur.
  4. Erkek istemezse kadın boşanamaz. Hayır, çekişmeli boşanma davasında önemli olan davanın ispatlanmasıdır, karşı tarafın talebi davanın kabul edilmesi açısından önemli değildir.
  5. Uzun süre ayrı yaşamak boşanmayı sağlar. Hayır, eşinizden ayrı yaşamanın boşanma gerekçesi olması için açılmış ve reddedilmiş bir dava olması gerekmektedir.
  6. Boşanma davasında aile tanık olamaz. Hayır, boşanma davalarında ailenin tanık olmayacağına yönelik bir kural yoktur.


Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmamış, ilk yorumu siz yazın.

Yorum Yaz