Boşanmada Eşten Kira Talebi

.

Boşanmada Eşten Kira Alınır mı?

1.Boşanma Nedir?

Boşanma, evlilik birliğinin mahkeme kararıyla sona erdirilmesidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılması, taraflardan birinin kusurlu davranışları, ortak hayatın çekilmez hale gelmesi gibi nedenlerle taraflardan biri veya her ikisi tarafından açılan dava sonucu evlilik son bulabilir. Boşanma, salt bir ayrılık hali olmayıp, tarafların hukuki durumunu, sosyal statüsünü ve malvarlığını etkileyen önemli bir hukuk işlemdir.

Boşanma süreci, sadece tarafların evlilik bağını sona erdirmesiyle sınırlı değildir; aynı zamanda ortak konutun geleceği, evde kalmaya devam eden eşin durumu ve bu eşten kira talep edilip edilemeyeceği gibi birçok mülkiyet ve kullanım hakkına ilişkin hukuki soruyu da beraberinde getirir.


2.Müşterek Konutun Hukuki Durumu

Aile konutu, evlilik süresi boyunca eşlerin birlikte yaşadıkları, evlilik birliğinin merkezi olarak kabul edilen konuttur. Halk arasında müşterek konut olarak da bilinir. Aile konutu, eşlerin ortak yaşamını sürdürdüğü yer olup; kimin adına tapulu olduğuna bakılmaksızın Türk Medeni Kanunu tarafından özel olarak korunur.


Aile Konutu Hangi Evinizdir?

Evlilik devam ederken eşlerin birlikte yaşadığı, hayatlarını ortak bir şekilde sürdürdükleri yer aile konutu olarak değerlendirilir. Bu ev:

  • Tapusu sadece eşlerden birinin adına kayıtlı olabilir.
  • Kira sözleşmesi sadece bir eş üzerine yapılmış olabilir.
    Ancak yine de hukuken "aile konutu" statüsü taşır.


Aile Konutunun Hukuki Korunması – TMK m.194

Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi, aile konutunu hukuken güvence altına alır. Buna göre:

"Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası olmadıkça aile konutunu devredemez veya bu konut üzerindeki hakları sınırlayamaz."

Bu hüküm şu anlama gelir:

  • Malik olmayan eşin rızası olmadan ev satılamaz, kiraya verilemez veya ipotek ettirilemez.
  • Bu koruma, özellikle kadın haklarıbarınma hakkı ve evlilik içi ekonomik denge açısından büyük önem taşır.

3.Mülkiyetin Kimde Olduğu Durumu Nasıl Etkiler?

Müşterek konutun tapuda hangi eşin adına kayıtlı olduğu, evlilik süresince hukuki açıdan ikincil bir öneme sahiptir; ancak bu durum, mal rejiminin niteliği ve boşanma davası sürecinde öne sürülecek talepler bakımından büyük ölçüde önem taşır. Evlilik birliği devam ettiği sürece, yani boşanma kararı kesinleşene kadar, konutun tapuda kimin adına kayıtlı olduğuna bakılmaksızın eşlerin ortak yaşam alanı olarak kabul edilir ve bu durum aile konutu statüsünü değiştirmez. Ancak boşanma süreciyle birlikte, edinilmiş malların paylaşımı ve mülkiyet hakkı gibi konular gündeme geldiğinde, tapudaki malik bilgisi özellikle edinilmiş mallara katılma rejimikişisel mal iddiasıkatkı payı alacağı gibi hukuki talepler açısından belirleyici olabilir. Dolayısıyla boşanma davası sonuçlanıncaya dek aile konutuna ilişkin tasarruflar kısıtlıyken, dava kesinleştikten sonra konutun tapuda kime ait olduğu mal paylaşımı ve hak iddiası süreçlerinde kritik hale gelir. Bu nedenle müşterek konutun mülkiyet durumu, boşanma sonrası malvarlığı bölüşümünde hak kaybı yaşanmaması için dikkatle değerlendirilmelidir.


4.Boşanma Davası Devam Ederken Konut Kullanımı

Boşanma davasının açılmasıyla birlikte evlilik birliği hukuken hemen sona ermez; eşler arasındaki yasal bağ, ancak mahkeme kararının kesinleşmesiyle ortadan kalkar. Bu süreçte, eşlerin birlikte yaşadığı ev hâlâ aile konutu niteliğini taşır ve bu durum, özellikle konutun kullanımına ilişkin hak ve yükümlülükler açısından önemlidir. Eşlerden biri, diğer eşin adına kayıtlı olan konutta kalmaya devam ediyorsa, bu kullanım hukuki olarak meşru kabul edilir. Çünkü Türk Medeni Kanunu uyarınca, malik olmayan eşin aile konutunda oturma hakkı, boşanma davası sonuçlanana kadar geçerliliğini korur. Bu nedenle malik olan eş, boşanma süreci devam ederken, evde kalan diğer eşten kira ya da ecrimisil (haksız işgal tazminatı) talep edemez. Aile konutunun özel yasal statüsü gereği, boşanma kesinleşmeden önce böyle bir talepte bulunulması hukuka aykırı olur. Bu düzenleme, özellikle evlilik süresince ekonomik olarak daha zayıf durumda olan eşin korunmasını ve barınma hakkının güvence altına alınmasını amaçlamaktadır. Boşanma davası sürecinde konutun fiili kullanımına ilişkin haklar, ancak mahkeme kararıyla veya geçici önlemlerle sınırlanabilir; aksi hâlde, malik eşin tek taraflı kira ya da tahliye talepleri yasal olarak geçersizdir.


Eşten Kira İstemek

Boşanma kesinleşmeden eşten kira istenemez. Karar sonrası malik eş, evi haksız kullanan eski eşten ecrimisil talep edebilir.

Eşten ecrimisil istenir mi?

 

5.Boşanma Kesinleştiğinden Sonra Konutun Kullanımı ve Kira Talebi

Boşanma kararının mahkemece verilmesi yeterli değildir; kararın kesinleşmesiyle birlikte evlilik hukuki olarak sona erer ve eşler arasındaki "aile konutu" statüsü de ortadan kalkar. Bu aşamadan sonra artık taraflar, birbirlerine karşı eş sıfatıyla değil, bağımsız bireyler olarak değerlendirilir. Dolayısıyla, konutun mülkiyeti malik olan eşe geçerli bir şekilde aitse ve malik eş, diğer eşin konutta kalmasına açıkça rıza göstermiyorsa, bu kullanım durumu hukuken "haksız işgal" niteliği kazanır. Ancak böyle bir durumda malik olan taraf doğrudan kira talep edemez; hukuki dayanağı kira sözleşmesi değilse, bu tür talepler ecrimisil yani haksız işgal tazminatı kapsamında değerlendirilir. Ecrimisil, malik olmayan eşin boşanma sonrası rızaya aykırı biçimde konutta kalması nedeniyle doğan zararın karşılığıdır ve malik olan eş, bu zararın tazmini için dava yoluna başvurabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, ecrimisil talebi için öncelikle malik eşin açıkça karşı tarafa “konutu boşalt” yönünde ihtarda bulunmuş olması ve bu ihtarın ardından da kullanıma devam edilmiş olması gerekir. Aksi hâlde, kullanımın haksız sayılması ve tazminat doğurması mümkün olmayabilir. Bu süreçte özellikle ihtar tarihikonutun fiili kullanımı ve malik eşin rızasının varlığı gibi unsurlar mahkemelerce detaylı biçimde değerlendirilir.

 

6.Ecrimisil Nedir?

Ecrimisil, bir taşınmazın maliki olmayan kişi tarafından hukuka aykırı şekildekullanılması sonucunda, malik tarafa ödenmesi gereken tazminat niteliğindeki bir bedeldir. Genellikle “geriye dönük kira” olarak algılansa da, ecrimisil klasik anlamda bir kira sözleşmesine değil, haksız işgal hukukuna dayanır. Özellikle boşanma davalarında, aile konutunun malik olmayan eş tarafından boşanma kesinleştikten sonra malik eşin rızası olmaksızın kullanılmaya devam edilmesi hâlinde gündeme gelir. Bu durumda malik, evi haksız kullanan taraftan, kullanım süresi boyunca doğan zararı karşılamak üzere ecrimisil talep edebilir. Ecrimisil bedeli, taşınmazın emsal kira değerlerine göre belirlenir ve dava açılmadan önce ilgili tarafın konutu terk etmesi için açıkça uyarılmış olması gerekir.

7.Ecrimisil Talebi Nasıl ve Ne Zaman Yapılır?

Ecrimisil talebinde bulunabilmek için bazı hukuki koşullarıngerçekleşmiş olması gerekir. Aşağıdaki şartlar sağlanmadıkça ecrimisil davası açmak mümkün değildir:
  • Boşanma kararı kesinleşmiş olmalıdır. Yani mahkeme kararı taraflara tebliğ edilmiş ve yasal süre içinde temyiz edilmemiş ya da temyiz sonucunda karar onanmış olmalıdır.
  • Malik eş, konutun artık hukuka aykırı şekilde kullanıldığını ispatlamalıdır. Bu kapsamda, karşı tarafın malik olmayan sıfatı ve taşınmazı kullanmaya devam ettiği belgelenmelidir.
  •  Rızanın sona erdiği açıkça ortaya konmalıdır. Malik eşin diğer tarafa konuttan çıkmasını talep ettiği, tercihen noter ihtarı, dava dilekçesi veya yazılı çağrı ile resmi şekilde bildirilmelidir.


Bu şartların gerçekleşmesiyle birlikte, malik eş, ilgili taşınmazın bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi veya bazı durumlarda Aile Mahkemesi nezdinde ecrimisil talebiyle dava açabilir. Ecrimisil bedeli, yerel emlak değerlerine ve bilirkişi raporlarına dayanarak hesaplanır. Uygulamada genellikle geriye dönük 5 yıla kadar ecrimisil talebi mümkün olmaktadır; ancak her somut olay kendi dinamikleri çerçevesinde değerlendirilir.


Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2013/13211 E. – 2014/1243 K.


Kararın Özeti:

Boşanma kararı kesinleştikten sonra konutta kalan eşin, diğer eşin rızası olmadan kullanıma devam etmesi durumunda, malik eşin ecrimisil talep edebileceğine hükmedilmiştir. Ancak bu talebin kabulü için konutun boşaltılmasının istendiğine dair açık bir ihtar bulunması gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay, malik eşin noter kanalıyla veya yazılı yolla karşı tarafa konutu terk etmesini bildirdiğini ve buna rağmen konutun kullanılmaya devam edildiğini ispatlaması hâlinde ecrimisil talebinin haklı olduğunu kabul etmiştir.

 

Eşten kira istenir mi?


 8.Sonuç

Boşanma davası süreci devam ederken, evlilik birliği hukuken sona ermemiş kabul edilir ve bu nedenle eşlerden biri, diğerinin konutu kullanmasından dolayı kira ya da ecrimisil talebinde bulunamaz. Çünkü bu aşamada konut, hâlâ aile konutu statüsündedir ve eşlerin barınma hakkı kanun tarafından korunur. Ancak boşanma kararı kesinleştiğinde, aile konutu statüsü ortadan kalkar ve malik olmayan eşin konutta kalmaya devam etmesi durumunda, bu kullanım haksız işgal olarak değerlendirilir. İşte bu noktadan itibaren malik olan eşin, noter ihtarı veya yazılı bildirimle rızasının sona erdiğini göstermesi koşuluyla, ecrimisil yani haksız işgal tazminatı talep etmesi hukuken mümkün hale gelir. Bu uygulama, boşanma sonrası ortaya çıkan malvarlığına ilişkin anlaşmazlıkların çözümünde önemli bir araç olup, malik eşin mülkiyet hakkının korunmasına katkı sağlarken, diğer eşin keyfi kullanımı da sınırlandırılmış olur. Bu çerçevede ecrimisil, yalnızca bir tazminat türü değil, aynı zamanda boşanma sonrası hukuki dengeyi sağlama aracı olarak da değerlendirilir.



Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmamış, ilk yorumu siz yazın.

Yorum Yaz