Anlaşmalı Boşanma Davasında Nafaka Alabilir miyim?

.

Türkiye’de boşanma davalarının büyük bir kısmı, tarafların uzlaşması sayesinde “anlaşmalı boşanma” şeklinde sonuçlanıyor. Ancak bu davalarda en çok tartışılan konulardan biri, nafaka hakkının nasıl belirleneceğidir. Birçok kişi, “Anlaşmalı boşanma davasında nafaka alabilir miyim?” ya da “Protokolde nafaka yazmazsak ne olur?” sorularına net bir cevap arıyor. Bu yazımızda, tüm bu sorulara Türk Medeni Kanunu (TMK) ve Yargıtay kararları ışığında açıklık getiriyoruz.


Anlaşmalı Boşanmanın Hukuki Dayanağı

TMK m. 166/3 uyarınca, evlilik en az bir yıl sürmüşse ve eşler boşanma konusunda anlaşmışlarsa, mahkeme bu anlaşmayı uygun bulduğu takdirde boşanmaya karar verir. Anlaşmalı boşanma, tarafların iradelerini özgürce ortaya koyduğu, dava süresini kısaltan, çatışmayı azaltan bir yoldur.

Ancak bu sürecin en kritik noktası, hazırlanan boşanma protokolüdür. Çünkü mahkeme, yalnızca tarafların üzerinde uzlaştığı maddeleri onaylar. Nafaka, velayet, tazminat veya mal paylaşımı konularında protokolde yer almayan hiçbir husus sonradan dikkate alınmaz.


Daha detaylı bilgi için şu makalelere göz atabilirsiniz:

  




Anlaşmalı Boşanmada Nafaka Türleri

Boşanma sürecinde dört temel nafaka türü vardır: tedbir, iştirak, yoksulluk ve yardım nafakası. Ancak anlaşmalı boşanma davalarında uygulamada en sık rastlanan iki nafaka türü yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasıdır.


Yoksulluk Nafakası

Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan taraf lehine hükmedilen bir destektir. Anlaşmalı boşanmalarda bu nafaka, ancak taraflar protokolde açıkça kararlaştırmışsa geçerli olur. Yani protokolde “davalı, davacı lehine aylık 5.000 TL yoksulluk nafakası ödemeyi kabul etmiştir” gibi bir ifade yer almadıkça mahkeme kendiliğinden bu konuda karar vermez.


İştirak Nafakası

İştirak nafakası, çocuğun bakım ve eğitim giderlerinin karşılanması için velayeti almayan ebeveynin ödemesi gereken nafakadır. Anlaşmalı boşanmalarda bu da tarafların mutabakatına tabidir. Ancak mahkeme, çocuğun üstün yararını korumak adına belirlenen nafaka miktarının yetersiz olduğuna kanaat getirirse, müdahale etme yetkisini kullanabilir.


Bu konudaki örnekleri görmek için:  



Protokolde Nafaka Belirtilmezse Ne Olur?

Anlaşmalı boşanmalarda protokol, mahkemenin kararının temelidir. Eğer protokolde nafaka yer almazsa, mahkeme bu konuda hüküm kurmaz. Bu durumda taraf, boşanma kesinleştikten sonra ayrı bir nafaka davası açmak zorunda kalır.

Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesinden sonra nafaka talebi, “boşanma hükmünün eki” sayılmadığından ayrı bir dava olarak görülür. Bu da süreci uzatır ve yeni bir ispat yükü getirir.


Nafaka Miktarı Nasıl Belirlenir?

Nafaka miktarı belirlenirken eşlerin gelir durumu, yaşam standartları, evlilik süresi ve kusur oranı dikkate alınır. Ancak anlaşmalı boşanmalarda mahkeme, tarafların iradesine karışmaz; sadece miktarın aşırı dengesiz veya açıkça hakkaniyete aykırı olup olmadığını denetler.

Bu nedenle protokol hazırlanırken mutlaka bir boşanma üzerine çalışan avukattan profesyonel destek alınmalıdır. Zira taraflardan biri gelirine göre çok yüksek bir nafakayı kabul ederse, ileride ödeme güçlüğü yaşasa bile bu kararın değiştirilmesi kolay olmaz.


Bu konu hakkında daha fazlası için:  



Taraflardan Biri Nafakayı Ödeyemezse Ne Olur?

Protokolde belirlenen nafaka miktarını sonradan ödeyemeyen taraf, koşulların olağanüstü değiştiğini ispatlarsa nafakanın azaltılmasını veya kaldırılmasını talep edebilir. Ancak bunun için ayrı bir nafaka uyarlama davası açmak gerekir. “Ben ödeyemiyorum” demek tek başına yeterli değildir.


Anlaşmalı Boşanmada Eş Gelmezse Ne Olur?

Anlaşmalı boşanma davasında taraflardan birinin duruşmaya katılmaması, davanın reddine neden olur. Çünkü mahkeme, tarafların iradelerinin özgür olduğunu bizzat duruşmada dinleyerek tespit etmek zorundadır. Bu durumda dava çekişmeli boşanmaya dönüşebilir ve nafaka konusu artık mahkeme takdirine kalır.


Detaylı açıklama:  



Bir Yıl Şartı Kaldırılmalı mı?

TMK 166/3’teki “en az bir yıl evli kalma şartı” zaman zaman tartışmalara yol açmaktadır. Kısa sürede evliliğini sonlandırmak isteyen kişiler, bu şart nedeniyle çekişmeli dava açmak zorunda kalabiliyor. Bu durum, nafaka hakkını da dolaylı olarak etkiliyor. Çünkü çekişmeli boşanmalarda hakim, ekonomik durum ve kusur oranına göre re’sen nafaka kararı verebiliyor.


Konunun detaylı hukuki değerlendirmesi için:  



Anlaşmalı Boşanmalarda Nafaka ile İlgili En Sık Sorular


1. Nafaka protokolde yazılı değilse sonradan istenebilir mi?

Evet, davadan önce ek dilekçe verilebilir. Mahkeme, boşanma kararını verirken protokol dışına çıkamaz.


2. Anlaşmalı boşanma sonrası nafaka artırımı yapılabilir mi?

Evet. Ekonomik koşullar değişirse, nafaka miktarının artırılması için mahkemeye başvurulabilir.


3. Nafaka ödenmezse ne olur?

Nafaka ödemeyen taraf hakkında icra takibi başlatılabilir. Nafaka borcu, ödenmediği her ay için icra cezasına konu olabilir.


4. Nafakadan feragat edilebilir mi?

Taraf, protokolde açıkça feragat ettiğini beyan edebilir. 


Anlaşmalı Boşanmada Nafaka Alınır mı? | Av. Erdem Özcan


Sonuç: Anlaşmalı Boşanmada Nafaka Haklarınızı Korumak Sizin Elinizde

Görüldüğü üzere anlaşmalı boşanma davalarında nafaka, tamamen tarafların anlaşmasına bağlı bir konudur. Bu nedenle protokol hazırlanırken hem mevcut ihtiyaçlar hem de gelecekteki olası değişiklikler göz önünde bulundurulmalıdır. Profesyonel hukuki destek almak, ileride yaşanabilecek pişmanlıkların önüne geçecektir.


Av. Erdem Özcan olarak, Ankara’da yürüttüğümüz aile hukuku davalarında anlaşmalı boşanma protokollerinin dikkatle hazırlanmasının tarafları uzun vadede koruduğunu her gün görüyoruz. Unutmayın, boşanma bir son değil, yeniden başlama sürecidir; ancak bu sürecin sağlıklı olabilmesi için haklarınızın korunması şarttır.





Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmamış, ilk yorumu siz yazın.

Yorum Yaz