Boşanmada Yeni Dönem: Mallar Artık Paylaşılmayabilir!

.
Boşanma davaları, yalnızca evlilik birliğinin sona erdirilmesi değil, aynı zamanda tarafların ekonomik geleceklerinin de şekillendiği davalardır. Son yıllarda sosyal medyada, forumlarda ve bazı haber sitelerinde “boşanmada mallar artık paylaşılmayacak”, “dava türüne göre mallar paylaşılmaz” veya “satılan malların paylaşımı mümkün değil” gibi iddialar hızla yayılmaktadır. Oysa bu tür bilgiler hem hukuken yanlış hem de tarafları ciddi hak kayıplarına sürükleyebilecek niteliktedir.

Boşanmada mal paylaşımı, zina ve hayata kast davalarında mal rejimi, satılan malların paylaşımı ve bağış mallarının durumu


Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik birliği içinde edinilen mallar, evlilik sona erdiğinde edinilmiş mallara katılma rejimi çerçevesinde tasfiye edilir. Boşanma davasının çekişmeli ya da anlaşmalı olması, mal paylaşımının yapılıp yapılmayacağına doğrudan etki etmez. Ancak özellikle zina ve hayata kast gibi özel boşanma sebeplerinde hakimin hakkaniyet ölçüsünde değerlendirme yaparak kusurlu eşin malvarlığından pay almasını sınırlaması mümkündür. İşte bu noktada yanlış anlaşılmalar, “artık mallar hiç paylaşılmayacak” algısına dönüşmektedir.
Bu yazıda, boşanma davalarında mal paylaşımına ilişkin yanlış bilgileri eleştiriyor, satılan malların durumu, bağış yoluyla edinilen malların akıbeti, hakimin takdir yetkisi, mal kaçırma iddiaları ve anlaşmalı boşanmalarda tarafların serbest düzenleme yapabilme hakkı gibi kritik konuları detaylı olarak açıklıyoruz.

1. Boşanma Davasının Türü Mal Paylaşımını Etkiler mi?

Kamuoyunda en sık rastlanan yanlışlardan biri, “çekişmeli davada mallar paylaşılmaz” veya “anlaşmalı davada mal paylaşımı yapılmaz” gibi ifadelerdir. Oysa mal rejimi tasfiyesi boşanma davasından bağımsız bir dava türüdür.
Çekişmeli davada: Taraflar boşanma sebepleri üzerinden kusur tartışması yapar, mahkeme evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığına karar verir. Bu süreçte mal paylaşımı doğrudan gündeme gelmez, fakat boşanmanın kesinleşmesiyle birlikte mal rejimi davası açılabilir.
Anlaşmalı davada: Taraflar boşanma protokolü ile hem boşanmanın şartlarını hem de mal paylaşımını kendi aralarında düzenleyebilirler. Mahkeme yalnızca tarafların özgür iradeleriyle düzenlenen protokolü onaylar.
Zina ve hayata kast gibi özel boşanma sebeplerinde ise Yargıtay uygulamaları hakimin hakkaniyet indirimi yapabileceğini ortaya koymaktadır. Kusurlu eşin, diğer eşin emeğiyle edinilen mallardan pay almasının hakkaniyete aykırı olduğu durumlarda hakim, bu payı azaltabilir veya tamamen ortadan kaldırabilir. Ancak bu özel durum, yanlış şekilde genelleştirilerek “tüm boşanmalarda artık mal paylaşımı yok” gibi yorumlanmaktadır ki bu tamamen yanlıştır.

2. Satılan Mallar Paylaşılır mı?

Boşanma sürecinde en sık yaşanan sorunlardan biri de malların alelacele satılması veya üçüncü kişilere devredilmesidir. Burada şu sorular gündeme gelir:
“Eşim malları satarsa ben hak iddia edemez miyim?”
“Boşanmadan önce yapılan satışlar paylaşım dışı mı kalır?”
Hukuk düzeni bu tür ihtimalleri öngörmüş ve çözümler getirmiştir:
Satılan mallar: Eşlerden biri boşanma sürecinde malvarlığını satarsa, diğer eş katkı payı veya katılma alacağı davası açabilir. Yani satış, diğer eşin hakkını ortadan kaldırmaz.
Mal kaçırma amacıyla yapılan satışlar: Bu tür işlemler muvazaalı sayılabilir ve iptal davası konusu olabilir.
Yargıtay kararları: Satış işlemlerinin mal rejimi tasfiyesinde dikkate alınması gerektiğini, satışın tek başına diğer eşin hakkını yok etmediğini birçok kararında vurgulamaktadır.
Sonuç olarak, “satılan mallar paylaşılmaz” algısı doğru değildir. Hukuk sistemi, mal kaçırma ihtimallerine karşı diğer eşi koruyucu mekanizmalara sahiptir.

3. Bağış ve Kişisel Malların Akıbeti

Mal paylaşımında çokça merak edilen bir diğer husus da bağış yoluyla edinilen malların durumudur.
Kural: Eşlerden birine bağışlanan veya miras yoluyla kazanılan mallar kişisel mal sayılır. Bu mallar edinilmiş mal kapsamında olmadığından paylaşım dışı kalır.
İstisna: Bağışlanan malın gelirleri edinilmiş mal sayılır. Örneğin, miras kalan bir evin kira geliri paylaşım kapsamına girer.
Yanlış algı: “Bağış malları hiç dikkate alınmaz.” Oysa bağış malının kendisi paylaşım dışı olsa da, gelirleri ve bazı hallerde yapılan masraflar eşin katkı payı talebine konu olabilir.
Bu nedenle her somut olayda, bağış ve kişisel malların durumu ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

4. Mal Paylaşımında Hakimin Takdir Yetkisi

Özellikle zina ve hayata kast sebebiyle açılan boşanma davalarında hakimin takdir yetkisi gündeme gelir.
Zina: Yargıtay, zina yapan eşin diğer eşin emeğiyle edinilmiş mallardan pay almasının hakkaniyete aykırı olabileceğini kabul etmektedir. Hakim, kusurlu eşin payını azaltabilir veya tamamen kaldırabilir.
Hayata kast: Benzer şekilde, eşinin yaşamına kast eden bir kişinin malvarlığından pay alması, hukuk düzeninin koruyamayacağı bir taleptir. Hakim, hakkaniyet gereği kusurlu eşin payını sınırlayabilir.
Amaç: Bu durum cezalandırma değil, hakkaniyetin sağlanmasıdır. Hukuken kusurlu eş, diğer eşin emeğinden doğan malvarlığına hak iddia etmemelidir.
Ancak altı çizilmelidir ki bu takdir yetkisi istisnaidir. Tüm boşanmalara genellenemez.

5. Mal Kaçırma ve İspat Sorunları

Boşanma sürecinde tarafların en büyük endişelerinden biri de mal kaçırmadır. Eşlerden birinin mallarını üçüncü kişilere devretmesi, taşınmazları başkasının üzerine kaydettirmesi veya şirket hisselerini elden çıkarması sık rastlanan durumlardır.
Muvazaa davaları: Mal kaçırmak amacıyla yapılan devirler iptal davasına konu olabilir.
İspat yükü: Mal kaçırma iddiasını öne süren eş, bu iddiasını belge ve tanıkla ispatlamak zorundadır.
Koruyucu önlemler: İhtiyati tedbir kararıyla malların devri önlenebilir.
Bu noktada delil toplamanın ve profesyonel hukuki yardım almanın önemi büyüktür. Aksi halde hak kayıpları kaçınılmaz hale gelir.

6. Anlaşmalı Boşanmalarda Mal Paylaşımında Serbesti

Anlaşmalı boşanma davaları, mal paylaşımında taraflara geniş bir serbesti tanır.
Protokol serbestisi: Taraflar protokolde ister yasal mal rejimine uygun bir paylaşım yapabilir, isterlerse tamamen kendi aralarında farklı bir paylaşım formülü belirleyebilirler.
Örnekler: Evin bir eşte kalması karşılığında diğerine nakit ödeme yapılması, araçların bir tarafa, banka hesaplarının diğer tarafa bırakılması gibi çözümler mümkündür.
Yasal zorunluluk: Yapılan düzenlemelerin aile mahkemesi tarafından onaylanması gerekir. Mahkeme, tarafların özgür iradesiyle hareket edip etmediğini denetler.
Risk: Eksik veya yanlış hazırlanan protokoller, geri dönülmesi mümkün olmayan hak kayıplarına yol açabilir. Bu nedenle anlaşmalı boşanmalarda bile uzman desteği almak son derece önemlidir.

7. Sonuç: Yanlış Bilgilere Kapılmayın

Sonuç olarak, “boşanmada mallar artık paylaşılmayacak” şeklindeki algı gerçeği yansıtmamaktadır. Mal paylaşımı, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen ve boşanma davasından bağımsız yürüyen bir süreçtir.

  • Boşanma davasının türü (çekişmeli/anlaşmalı) mal paylaşımının yapılmasını engellemez.
  • Satılan mallar, mal kaçırma işlemleri ve bağış malları her somut olayda ayrı değerlendirilir.
  • Zina ve hayata kast gibi özel sebepler dışında malların paylaşılmaması söz konusu olamaz.
  • Anlaşmalı boşanmalarda taraflar kendi aralarında istedikleri paylaşımı yapabilirler, ancak bu düzenlemenin hukuken geçerli ve bağlayıcı olması gerekir.

Yanlış bilgilerle hareket eden taraflar, hem ekonomik hem de hukuki açıdan telafisi zor mağduriyetler yaşamaktadır. Bu nedenle boşanma sürecinde mal paylaşımı konusunda doğru bilgiye ulaşmak ve uzman desteği almak, hak kayıplarını önlemenin tek yoludur.


Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmamış, ilk yorumu siz yazın.

Yorum Yaz